YEME BOZUKLUĞU SORUNU ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR
Kişi kendisini sevmese çatlarmış diye bir halk deyişi vardır ama ne var ki her insan kendisiyle barışık değildir. Bazen gözüne, burnuna, saçına takılır, bazen boyuna, posuna, bazen de kilo alma durumuna. Takıntısı o kadar ileriye gider ki, tabii çoğu kez bunun altında psikolojik sorunlar da vardır, kendisini beğenmeyince istediği hale gelebilmek için pek çok yola başvurur. Bazen başarılı olur kendi bakışıyla, bazen de hoşnutsuzluğu bir türlü bitmez ve duygu durumu da bozulduğundan denenmemesi, yapılmaması gereken yöntemlere başvurur. Bu yöntemler hayatını, sağlığını tehlikeye sokacak kadar sorunlar yaşatır kişiye.
Bu yazımızda, kişinin psikolojik sorunlarına kiloları da eşlik ettiğinde yaşadığı yeme bozukluğu ve tedavisinde beslenme üzerinde duracağız.
Yeme bozukluğu nedir?
Yeme bozukluğu yiyeceklerle yaşanan bir sorun gibi görünse de temelinde çoğu zaman psikolojik nedenler de vardır. Kişinin duygu durumunda yaşadığı sorunlar yeme istediğini kontrol etmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle kişi bireysel olarak ne kadar çaba gösterirse göstersin, sağlıksız yeme alışkanlıklarının önüne bir türlü geçemez.
Yapılan araştırmalara göre yeme bozukluklarının altında yatan psikolojik nedenlerin başında özgüven eksikliği, depresyon, ailede yaşanan sorunlar, geçmişte yaşanan travmalar geliyor. Aşırı şişmanlık, bedeninden hoşnut olmama, kendini fiziksel olarak beğenmeme gibi nedenler ise görünür olan nedenlerden bazıları.
Nedeni ne olursa olsun, yeme bozuklukları çoğu zaman kişinin sağlığını bozacak, hayati tehlike yaratacak sorunlara da neden olabiliyor. Bu yüzden de bu tür rahatsızlıklarda daha başındayken önlem alınması büyük önem taşıyor. Bunun için de öncelikle kişinin hem kendisi hem de yakınları için yeme bozukluklarının neler olduğu, belirtileri konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor.
Yeme Bozukluğu Belirtileri ve Çeşitleri Nelerdir?
Başlangıçta kişi saklamaya çalışsa da bazı belirtiler, davranış şekilleri yeme bozukluğunun işareti olabilir. En bilineni, kişinin yemekten hemen sonra kusarak bütün yediklerini çıkarmaya çalışmasıdır. Bu dönemde, ya birden aşırı yeme ya da aç kalma derecesinde çok az tüketme şeklinde kişinin beslenme alışkanlıklarında da değişimler olmaya başlar. Yine, yemek sonrası yapılan ağır sporlar, tuvalette uzun süre kalmak, kilo ve görünümüyle ilgili kaygılarını sık sık dile getirmek, yemekte kalori hesabı yapmak gibi davranışlar da yeme bozukluğunun habercileri arasındadır.
Bazen, televizyon karşısında abur-cubur tüketme gibi bazı alışkanlıklarla başlayan yeme bozukluğu, bazen, hatta çoğu zaman başka açlıkları bastırmak için tercih edilir. Sözgelimi, duygusal yeme bozukluğu, temelinde psikolojik sorunların olduğu bir yeme bozukluğudur. Kişi stres, endişe, yetersizlik vb. duygu durumlarını bastırmak, kendini iyi, güçlü, mutlu hissetmek için aç olmadığı zamanlarda bile yemeğe sığınma yolunu seçer. Tıkınırcasına yeme bozukluğu da benzer duygu durumlarının yol açtığı bir sorundur ve kişi aşırı, hızlı yeme eğilimiyle obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları gibi kronik rahatsızlıklara da davetiye çıkarır.
Manken hastalığı olarak da bilinen ve kilo alma korkusunun çok belirgin gözlemlendiği, zayıf bir vücut isteğinin takıntı haline geldiği, kişinin kendini bir türlü yeterince zayıf olarak görmediği Anoreksiya Nervoza; yine aynı kaygılarla ortaya çıkan ve istem dışı, aşırı miktarda tüketilen yemek sonrasında kusma davranışıyla kendini gösteren Bulimiya Nervoza başlıca yeme bozuklukları arasında sayılmaktadır. Bunların dışında da, Ortoreksiya Nervoza, Pika Sendromu, Gece yeme sendromu, Ruminasyon Bozukluğu gibi yeme bozukluğu türleri de bulunmaktadır.
Yeme Bozukluklarında Tedavi ve Beslenme Süreci
Genellikle bu tür rahatsızlıklarda kişinin, aile ve yakınlarının yaklaşımı, çabaları sorunu çözmede yetersiz kalır. Özellikle psikolojik sorunlardan kaynaklanan ve psikolojik sorunlara yol açan yeme bozukluklarında, kişinin bedenine bakışıyla ilgili sorunlarını çözmek için mutlaka bir psikolog ya da psikiyatrdan destek alınmalıdır. Bu aşamada, tedavi, gerektiğinde başka tıp dallarının desteğiyle ve bazen hastaneye yatırılarak sürdürüleceğinden kişiyi tedaviye ikna etmek gerekir. Ailenin yardımı ve işbirliği son derece önemlidir.
Psikolog, psikiyatr ve farklı dallardaki doktor desteğinin yanında, düzenli, sağlıklı beslenme alışkanlığının oluşturulması yolunda bu konularla ilgili çalışan bir diyetisyenden hizmet alınmalıdır. Diyetisyen kişiye özel hazırladığı diyet listesiyle tedavi sürecinde yardımcı olacağı gibi, verdiği eğitimle de kişinin sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmesine katkıda bulunur. Daha sonra gerek doktor, gerekse psikolog, psikiyatr, diyetisyen kontrolleri ise, kişinin tedaviyi sürdürdüğünden, kaçamak yapmadığından emin olmak için şarttır.
Yeme bozukluklarında psikolojik, fiziksel tedavi ve diyetisyen desteğinden sonra, kişinin hayatını düzene sokması, kendini daha iyi hissetmesi için egzersiz yapması da önerilir. Spor salonu tercihi ve alanında uzman ve özellikle yeme bozuklukları konusunda birikimi olan personel trainer seçimi önemlidir.